Çağdaş Sözlük

var ~ وار

Kamus-ı Osmani - var ~ وار maddesi. Sayfa: 615 - Sira: 2

var - وار

[ف] التی درلو قوللانيلير . (١) ادات تشبيهدر : (دیوانه وار ، قصاب وار ، آواره وار ، سبحه‌وار ،لاله‌وار) (٢) كبی ، اش : (دائره‌وار) بو ايكی معناده فرقلری غایتله دقته محتاجدر . (٣) عادت ، رسم ، طرز : (وارينه كوره) ، (وارخود) = كندی عادتی ، طرزی . (٤) كره ، دفعه : (یك وار ، دووار ، چندوار) = بر كره ، ايكی كره ، قاچ كره ديمكدر . (٥) لیاقت ، مناسبت معناسنده قوللانيلير . مثلا شاهه لایق اينجویه (در شاهوار) واشكون ، یورغه آته (اسب رهوار) دينيلير . (٦) صاحب ، مالك معناسنه‌در : (اميد وار) .

Kamus-u Osmani var maddesi. osmanlıcada var ne demek, var anlamı manası, var osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte var hakkında bilgi. Arapça var ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada var anlamı

Kamus-i Osmani - وار var ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

var ~ وار güncel sözlüklerde anlamı:

VaR ::: f. (Teşbih edatıdır) Gibi, ...li, kerre, def'a, sâhib, mâlik, lâyıklık (yerinde kullanılarak birleşik kelimeler yapılır). Meselâ: Melek-vâr : Melek gibi. Ümid-vâr: Ümidli.

"); -vâr ::: (f. e.) : 1) benzetme edatı, gibi. (bkz. : âsâ, mânend, -vâre, -vârî, veş). Âvâre-vâr : âvâre gibi. Bülbül-vâr : bülbül gibi. 2) i. kerre, defa. Yek-vâr : bir defa, bir kerre. 3) s. -li. Ümîd-vâr : ümitli. 4) s. mâlik, sahip. Mâl-vâr : mal sahibi, zengin, (bkz. : -dar, zû-). 5) lâyıklık, uygunluk anlatır. Gûş-vâr : kulağa takılmıya lâyık küpe.

Var :::


  1. Mevcut, evrende veya düşüncede yer alan, yok karşıtı.

  2. Sahiplik bildiren olumlu isim cümleleri kuran bir söz
    Örnek: Rahatsız etmek istemem hem de işim var. H. E. Adıvar

  3. Elde bulunan her şey
    Örnek: Elimizden alınan şeyler bütün varımız ve bütün varlığımızdır. R. E. Ünaydın

vâr ::: gibi , benzer

vâr ::: ‬gibi

vâr ::: benzer

-vâr ::: (f. e.) 1) benzetme edatı, gibi. (bkz. : âsâ, mânend, -vâre, -vârî, veş). Âvâre-vâr : âvâre gibi. Bülbül-vâr : bülbül gibi. 2) i. kerre, defa. Yek-vâr : bir defa, bir kerre. 3) s. -li. Ümîd-vâr : ümitli. 4) s. mâlik, sahip. Mâl-vâr : mal sahibi, zengin, (bkz. : -dar, zû-). 5) lâyıklık, uygunluk anlatır. Gûş-vâr : kulağa takılmıya lâyık küpe.

var ::: mevcut, olanca

VÂR :::

f. (Teşbih edatıdır) Gibi, ...li, kerre, def'a, sâhib, mâlik, lâyıklık (yerinde kullanılarak birleşik kelimeler yapılır). Meselâ: Melek-vâr : Melek gibi. Ümid-vâr: Ümidli