Çağdaş Sözlük

vekil ~ وكیل

Kamus-ı Osmani - vekil ~ وكیل maddesi. Sayfa: 631 - Sira: 11

vekil - وكیل

[ء] حافظ معناسنده حق الهیده قوللانيلير : (حسبنا الله ونعم الوكيل) وكالتله متصف اولان ، كندينه باشقه‌سی طرفندن ايشی تفويض اولنوب اوايشده آنك یرينه قائم اولان آدم : (نكاح وكيلی ، قونسلومن وكيلی ، تجار وكيلی ، دعوی وكيلی) ، (وكيل مسخر) = محكمه‌یه احضار اولنه‌مایان مدعی علیه ايچون حاكم طرفندن نصب اولنان وكيله اطلاق اولنور . (وكيل خرج) = برخانه‌نك خرج ومصرفنه نظارت ايدن آدم.

Kamus-u Osmani vekil maddesi. osmanlıcada vekil ne demek, vekil anlamı manası, vekil osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte vekil hakkında bilgi. Arapça vekil ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada vekil anlamı

Kamus-i Osmani - وكیل vekil ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

vekil ~ وكیل güncel sözlüklerde anlamı:

VEKiL ::: Başkasının işini gören. Bir adamın yerine hareket etme selâhiyeti olan kimse. * Nâzır. Bakan.

vekîl ::: (a. i.) : 1) birinin, işini görmesi için yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse.

vekil-i devlet ::: tar. vezîr-i a'zam, sadrâzam, başvekil.

vekîl-i hare ::: vekilharç, masraf görmekle vazîfeli kimse.

vekil-i musahhar ::: mahkemeye gelmîyen, geti-rilemiyen hakkında dâva olunan kimse İçin hâkim tarafından tâyîn olunan vekil. 2) vekâlet makamının en üstün âmiri; *bakan. Baş-vekil : başbakan. Da'vâ vekili : avukat.

vekîl-i mukayyed ::: huk. vekilliği bir kayıt ve şarta bağlı olan vekil.

vekîl-i mutlak ::: huk. vekilliği hiç bir kayıt ve şarta bağlı olmıyan vekil.

vekîl ::: başkası adına iş gören.

Vekil :::


  1. Birinin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse.

  2. Milletvekili.

  3. Bakan
    Örnek: Hanın avlusundan sokağa vekil ve sefir otomobillerine taş çıkartacak bir lüks otomobil yürüdü. R. N. Güntekin

  4. Birinin işini görmesi için kendi yerine bıraktığı ya da yetki verdiği kimse.

vekil ::: avukat , biri tarafından yetki verilmiş , bakan

vekîl ::: başkası adına iş gören

vekil ::: ‬avukat

vekil ::: biri tarafından yetki verilmiş

vekil ::: bakan

vekil ::: Nâzır, bakan. Bir kimseyi vekâlet sözleşmesi ile temsil eden. Başkası nam ve hesabına hareket eden ve bir kısım işler yapan.

Vekil ::: Vekalet sözleşmesi gereği, müvekkil tarafından ve onun adına işlem yapmakla yetkilendirilen kişi.

vekil ::: bakan, milletvekili, sözcü

vekil :::

vekalet sözleşmesi gereği, müvekkil tarafından ve onun adına işlem yapmakla yetkilendirilen kişi

VEKİL :::

Başkasının işini gören. Bir adamın yerine hareket etme selâhiyeti olan kimse. * Nâzır. Bakan