Çağdaş Sözlük

dik ~ ديك

Kamus-ı Osmani - dik ~ ديك maddesi. Sayfa: 390 - Sira: 6

dik - ديك

[ء] طاووغك ارككی ، خروس : (ديك افرق) = چاتال ايبكلی خروس . جمعی [ادیاك ، ديكه ] در.

Kamus-u Osmani dik maddesi. osmanlıcada dik ne demek, dik anlamı manası, dik osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte dik hakkında bilgi. Arapça dik ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada dik anlamı

Kamus-i Osmani - ديك dik ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

dik ~ ديك güncel sözlüklerde anlamı:

DiK ::: Horoz.

DiK ::: Darlık, sıkıntı. Gam. Kalbe sıkıntı veren.

dîk ::: (a. i. c. : diyeke. edyâk) : horoz.

dîk-i ebyâz ::: Cennet'te bir kuş.

dîk-ül-arş ::: "sidret-ül-müntehâ" da bulunan ve bağırtısiyle Cennet'teki meleklere namaz zamanını bildirecek olan tavus şeklinde bir melek.

dîk ::: (a. i.) : dar olma, darlık.

dîk-ı nefes ::: nefes darlığı, tıknefes.

dîk ::: ince, dar.

Dik :::


  1. Yatay bir düzleme göre yer çekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan
    Örnek: Sağlam yapılı, dik duruşlu bir gençti o yıllarda. N. Cumalı

  2. Eğimi dike yakın olan
    Örnek: Dik bir dereye indiler. Ö. Seyfettin

  3. Yatık durmayan, sert.

  4. Sert, kalın, tok (ses)
    Örnek: Sesi dik ve küstahtı, söylediklerini aşağı salonda bekleşen komşular işittiler. A. İlhan

  5. Sert (bakış).

  6. Ters, aksi (söz).

  7. Kaba, yersiz (davranış)
    Örnek: Kaba denilecek kadar ani ve dik bir davranışla halasını bıraktı ve kalktı. H. E. Adıvar

  8. Birbirine dikey olan doğrulardan oluşmuş.

  9. bk.dikme.

dîk ::: ince , dar , darlık , sıkıntı , gam , kalbe sıkıntı veren

dik ::: horoz

dik ::: dikey, sarp, sert, yalçın

DÎK :::

Darlık, sıkıntı. Gam. Kalbe sıkıntı veren

DİK :::

Horoz